Adının anlamı dünyayı kucaklasa taşta büyümezdi Barış…
Çiçekçioğlunun 1986 yılında yayımlanan ilk romanı “Uçurtmayı Vurmasınlar” 12 Eylül karanlığında annesiyle birlikte cezaevine giren küçük Barış’ın gözünden hapishanedeki yaşamın anlatıldığı umut dolu mektuplardan oluşur.İncisi’nden cevap alamasa bile küsüp gitmez o.Küçücük yüreğine büyük gelmiştir umudu.Sorularıyla yer yer hüzünlendirse de tebessümü alıkoymaz yüzlerimizden.
“Bazen küçüksün, bazen de büyüksün diyorlar.Kimi zaman “Erkek oldun.” diyorlar;kimi zaman da “Ciğerlerin küçücük diye azarlıyorlar.İnci, sence ben büyük müyüm yoksa küçük müyüm? ”
“Bacak kadar boyunla her işe karışma!” diye azarladı beni.Eşyalarımı ortada bırakınca kızıyor bana,kazık kadar adam oldun,hala kıçını topluyorum ! diye bağırıyor.Sonra bir şey sorunca böyle tersliyor.Bacak kadar boylu kazık kadar adam nasıl olur ha?”
1989’da yayımlanan filmiyse aynı yıl Antalya Altın Portakal Film Şenliği “en iyi senaryo” ödülüne layık görüldü.
Her sayfasında kendinizden izler bulacağınız hacmen küçük de olsa ruhunuzu fazlasıyla doyurmaya yeter nitelikteki bu eser, büyük,küçük,genç,yaşlı ayırt etmeden sol ceplerimize koyuveriyor umudu.Aynı gökyüzü altında yaşamaya direnen insanların karanlığına rengarenk bi uçurtma o.Göğümüzden kaçan uçurtmamızı,umudumuzu vurmalarına izin vermiyor asla Barış.
Uçma zamanı gelince gitmesi gerekirmiş.Kuşlar tutsak yaşayamazlarmış.Ya çocuklar, İnci? Onlar tutsak yaşayabilirler mi?
Umut”lu” kalın.
Yorumlar 0