‘’ Mağusa Limanı, limandır liman amman amman’’ diye başlayan ve 1943 yılında halkı derinden sarsan bir olay sonucu ortaya çıkan ‘’Mağusa Limanı’’ bir diğer adıyla ‘’Arap Ali Ağıtı’’ Kıbrıs‘a ait anonim bir türküdür. Bu türkünün Kıbrıs Türkçesi ile yazılmış üç farklı varyantı vardır.
Mert bir Türk genci olan Arap Ali; türküyü yaratan olayın kahramanıdır. Bu türkü cinayete kurban giden bir gencin feryatlarını içermektedir.
Zenci Arap Mahmut Efendi ile beyaz ırktan Hatice Hanımın oğlu olan Arap Ali iki kız kardeşi ve bir erkek kardeşi ile birlikte Limasol’un Arnavut Mahallesinde otururlardı. Ele avuca sığmayan, tuttuğunu koparan Arap Ali‘nin hovardalıkta üstüne yoktu. Limasol’un sokaklarında yürüdüğü zaman herkes ondan korkardı. Sert görünümüne rağmen haklının her zaman yanında duran Arap Ali‘nin yüreği insan sevgisi ile dolu idi. Para konusunda anne babasını zorlayan Arap Ali‘nin cebinde hiç para durmazdı. Limanda çalışan bir hamal olan Arap Ali yemeye ve içmeye düşkün birisi idi.
Yıl 1943 her yerde silahlı İngiliz askerleri dolaşmaktadır. Limandan limana giden Arap Ali kendi işiyle uğraşmakta ve gittiği her limanda meyhaneye gitmektedir. Mağusa’da işini bitiren Arap Ali eğlenmek amacıyla meyhaneye gider ve içmeye başlar.
Aynı meyhanede olan İngiliz askerleri Arap Ali’ye sataşırlar ve kavga etmeye başlarlar. Sonrasında iyice sarhoş olan Arap Ali ayakları bir o yana bir bu yana gide gide meyhanenin dışına çıkar. Fakat ölümün kapıda nöbet tuttuğunu fark etmez. Meyhanenin dışında kavga ettiği İngiliz askerleri ellerinde süngüler ile Arap Ali‘yi beklemektedirler. Kurulan pusuda İngiliz askerleri tarafından yedi süngü darbesi alan Arap Ali yere yığılır ve orada can verir.
‘’ Uyan Alim uyan, uyanmaz oldun
Yedi bıçak yarasına dayanmaz oldun’’
Arnavut Mahallesi’ne ulaşan kara haber yürekleri dağlar. Geride üç çocuğunu, sevdiği kadını, anne-babasını, kardeşlerini ve tüm sevenlerini arkasında bırakan Arap Ali’nin cenazesi memleketi Limasol’a getirilir ve ardından Türk kabristanlığına defnedilir.
Genç ve yiğit Arap Ali’nin ölümü tüm adaya yayılır ve o yörede yaşayan herkesi o kadar derinden etkiler ki vücudundan çıkan her damla kan için adına halk tarafından ağıtlar yakılır ve sürekli söylenerek günümüze kadar ulaşır.
Yorumlar 0