Asya’nın Işığı: Özgürlük Heykeli


Özgürlük Heykeli

Özgürlük adası üzerinde, masmavi göğün altında bol elbiseler ile sarılmış, elinde meşale tutan bir kadın yer alır. Kadının başında 7 kıtayı ve 7 denizi simgeleyen 7 dikenli taç bulunur.

Peki, herkesin ABD’nin sembolü olarak tanımladığı bu heykelin aslında bize ait olduğunu biliyor muydunuz?

Dönemin Osmanlı padişahı Abdulaziz’e sunulan Süveyş Kanalı proje teklifine sıcak bakan padişahımızın hüsn-ü kabulü pek kısa sürmedi.

Kanal için bir hayli de maddi destekte bulunan padişahımıza, Mısır valisi güzel bir jest yapma düşüncesiyle kanalın hemen yanına hem Mısırı hemde Osmanlı’yı temsil edecek bir heykel inşasına karar verdi.

Dizayn tam olarak şu şekilde olacaktı; Mısır’ı temsilen firavunlar dönemi kıyafetlerinden giymiş bir kadın ile, 7 iklimin padişahı olan Osmanlı Sultanını temsilen 7 kıta ve 7 denizi simgeleyen sivri uçlu bir taç, heykele nakış nakış işlenecekti.

Sultan Abdülaziz buna ek olarak, heykelin elinde bir meşale olmasını ve yüzünün batıya dönmesini talep etti. Zira elindeki ışığı doğudan batıya götürdüğünü, ışığın, medeniyetin ve uygarlığın doğudan yükselip batıyı aydınlattığını resmetmek istiyordu.

Parası bizzat Sultan Abdülaziz Han tarafından ödenen heykelin siparişi için görev bir Fransız heykeltıraş olan Frederic Augusta Bartholdi‘ye verildi.

Heykel tamamlanmıştı, lakin bir sorun vardı.

Mısır’a yeni atanan vali, müslüman bir ülkede kadın heykelin yerel huzursuzluk yaratacağı endişesine kapılarak heykelin Mısır’a getirilmesini istemedi.

Asya’nın Işığı” bu karar üzerine Paris’teki bir depoda uzunca bir süre toz içinde kaldı.

O yıllarda Amerika ve Fransa arasında dostluk rüzgarları esiyordu. Yapılan karşılıklı jestlerin ve hediyeleşmelerin ardı arkası kesilmiyordu.

Sıra Fransızlara gelmiş olacak ki, bir hükumet üyesi ”Amerikalı dostlarımıza bir heykel hediye edelim.” teklifinde bulundu. Bu teklif Fransa hükumetini ikna etmişti.

Ülkenin en ünlü heykeltıraşı olan Frederic Bartholdi bu iş için görevlendirildi. Bizimki zaten heykeli okutmak için can atıyordu. Bu teklif ona ilaç gibi gelmişti. Tek sorun hükumetin ek bir kaç isteğinin daha olmasıydı.

‘Sol elde bir kitap, sağ elde bir meşale.’

Meşale zaten hazırdı, geriye sadece heykele kitap işlemek ve yüzünü değiştirmek kalmıştı.

Sonunda heykel tamamlanmış ve Amerika’nın 100. yılı münasebeti ile gönderilen hediye yerine ulaşmıştı. Kısa sürede montajı yapılan ve açılış için gün sayan heykel görkemli bir törenle, Özgürlük Adasında vatandaşlar ile buluştu.

Heykel, Abdulaziz’in isteğinin tam aksine doğuya bakıyordu. Lakin güneş ışığı hala doğudan yükseliyor ve her sabah Özgürlük Heykeli’nin yüzünde parlıyordu.

Yorumlar 0

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Asya’nın Işığı: Özgürlük Heykeli