Kısa bir süre önce binlerce kişinin akıl almaz şekilde dolandırıldığı bir olay yaşadık. Çiftlik Bank adı altında paranızı ikiye üçe katlayabileceğinizi öne süren bir oyun piyasa sunuldu. İki sene içerisinde bir çok insan neredeyse evini, arabasını satıp oyuna yatırmaya başlarken; oyunun kurucusu Tosun lakaplı Mehmet Aydın tüm parayı çalarak yurt dışına kaçtı. Olayın gündem haline gelmesi kafalarda bazı sorulara merak uyandırdı. Bu kadar insanı nasıl kandırabildi?
Bu durumu size Robert Cialdin’in yazdığı “İknanın Psikolojisi” adlı kitaptan inceleyerek, anlatmayı deneyeceğim. Öncelikle kullanılan yöntemleri kitapta geçen yedi yöntemle anlatmak istiyorum.
1. Sevilebilirlik
Bir insanı ne kadar seversek, ona o kadar fazla güveniriz. Bu yüzden kendimizi sevdirirsek, karşıdaki insanın da güvenini aynı şekilde kazanırız. Bunu uyum sağlayarak da başarabiliriz. Örneğin siyasetçiler seçim dönemi genellikle takım elbise yerine gömlek giymeyi tercih ederler, daha çok halka benzemeye çalışırlar. Aynı mantık ile Çiftlik Bank Ceo’suna baktığımız zaman bende halkın içindeyim, bende bu ülkeye bir şeyler yapmak istiyorum gibi bazı dillendirdiği şeylerle halkın güvenini kazanıyor. Giydiği kıyafetleri de politikacı kıyafetleri de değil, bildiğimiz halktan, insanların giyebileceği türden şeyler. Ya da yaptığı konuşmalarla Ülkenin ekonomisini geliştirmek istediğini dile getirerek bir nebzede olsa halkın sevgisini kazanmayı başarıyor.
2. Karşılılık Prensibi
Bu prensibe göre, insanlar onlar için bir şey yapan veya onlara bir şey veren kişilere borçlu hissederler. Bu bilgi, olumlu bir tecrübe, ilgi, sevgi, hediye veya herhangi bir verme durumu olabilir. Karşılığında onlar da size vermek isteyecektir. İstediğiniz şeye onay vermek veya olumlu yanıt vermek gibi.
Oyuna ilk kayıt yaptırdığınız zaman size ilk olarak ücretsiz tavuk verdiğini fark edeceksiniz. Bu tavuk size hiçbir şey yapmasanız dahi size yılda 36 tl kazandırıyor ve insanların şunu söylüyorlar:”Bak zaten hiçbir şey yapmadan kazanıyorsun, istersen küçük küçük para yatırmaya başlayabilirsin.” Bu üç lira, beş lira, on, yirmi, otuz kırk derken zamanla artıyor.
3.Kıtlık ya da azlık
Bir şeyin az ve limitli sayıda olması, onun değerini yükseltir. Bu onu sıra dışı yapar. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, insanlar bir şeyi kolayca elde edemeyeceklerini veya onu kaybedeceklerini düşündüklerinde, o şey için istekleri artıyor. Değerli olarak nitelediğimiz her şeyin ise üzerimizdeki etkisi çok daha fazla. Apple’ın henüz piyasaya sürmediği yeni model i-phone’u satın almaya ikna olmuş milyonlarca insanda olduğu gibi.
4.Tutarlılık veya bağlılık
Etkileşim taktiklerinin ilki, normal olarak tutarlılığı izlediğimizi gösterir, bu nedenle eğer bir şey için küçük bir seviyede taahhüt verirse, tutarlı olmaları ve daha sonra buna devam etmeleri daha olasıdır. Satış dünyasındaki bir örnek ‘satın almadan önce denemek’. Bundan sonra satın alma şansı ‘soğuk’ satın almaktan daha büyüktür.
5. Sosyal kanıt
İnsanlar, bir davranış konusunda emin değillerse, karar ve aksiyonlarını yönlendirmek için çevrelerine bakıyorlar. Toplumun diğer üyelerinin davranışlarını ve tepkilerini izleyip, öyle karar veriyorlar. Bir bakıma sürü psikolojisi diyebiliriz.
Yorumlar 0